Araştırma
Filters
Done-30% İndirim
₺250.00₺175.00Karadeniz’in acısı, neşesi, aşkı, öfkesi bu kitapta
“KAPIDAN ÖMÜR GEÇER” OKURLARIYLA BULUŞUYOR
“İnsan da zaman gibi konup, göçüp gidiyor /
Anılar roman gibi bir oku ki ne diyor?”
Araştırmacı Hızır Canbaz’ın ilk kitabı “Kapıdan Ömür Geçer”, okurlarını bekliyor. Hemşinlilerin aşklarını, hasretlerini, acılarını, neşelerini, horonlarını anlatan kitap, yöre insanının destanlarını, atışmalarını, türkülerini gelecek kuşaklara aktaracak bir belge aynı zamanda.
“Söz uçar, yazı kalır” demiş atalarımız. İnsanlık tarihinin böylesi ilerleyebilmesinin en temel nedeni, kuşkusuz yazı. Onun sayesinde bilgilerin, kültürün kuşaktan kuşağa aktarılabilmesi. Araştırmacı Hızır Canbaz’ın “Kapıdan Ömür Geçer” adlı ilk kitabı da Hemşin tarihinin yıllara meydan okumasını sağlıyor. 40 yıllık bir emeğin sonucu olan kitap, Hemşinlilerin aşklarını, kavgalarını, acılarını, neşelerini, horonlarını, dün ve bugünlerini anlatıyor. Üstelik yine Hemşinlilerin meşhur atışmaları, türküleri, ağıtları, destanları üzerinden.
TÜRKÜLERLE, DESTANLARLA BÜYÜDÜM
Hızır Canbaz, türkülere meraklı bir Hemşinli. Hemşin kültürüne ait eserleri biriktirmeye çocukluğundan başlıyor. Canbaz, “Henüz yedi yaşındaydım. Çamlıhemşin Kale Köyü’nde ot biçim zamanıydı. Sesleri birbirleriyle uyumlu olan kadınlar eşleşmiş, karşılıklı türkü söylüyorlardı. Sanki bir senfoni olmuştu. Sevdayı, hasreti, Hemşin’deki hayatı anlatıyorlardı. Her bir dörtlüğün yaşamda karşılığı vardı, sözler derindi. Yedi yaşımda işittiğim bu dörtlüklere, atma türkülere, destanlara duyduğum merak da benimle birlikte büyüdü” diyor.
40 YILLIK BİR ÇALIŞMANIN ESERİ
Hızır Canbaz, duyduklarını, dinlediklerini ölümsüzleştirmek için belleğine kazımakla kalmayıp kâğıtlara döküyor. Kitap için yaptığı çalışmayı ise, “Hemşin’in cefakâr ve fedakâr kadınlarından, erkeklerinden hikâyeler dinledim. Söyledikleri türkülere kulak verdim. Kimisi kavuşamadığı sevdasını, kimisi genç yaşta kaybettiği çocuğunu, kimisi öfkesini, kimisi mutluluğunu kimisi de kederini bu türkülerle dile getirdi. Çoğu da anılarıyla beraber bu dünyadan göçüp gitti. Ben de istedim ki bu türküleri, destanları herkes duysun, sadece belleğimizde kalmasın. Aflarına sığınarak kitaba kendi yüreğimden dökülenleri de koydum” diyerek anlatıyor son sözü Hemşin’den yankılanan bir mısraya bırakırken:
“İnsan da zaman gibi konup, göçüp gidiyor /
Anılar roman gibi bir oku ki ne diyor?”
Kitaba, internetten ulaşabilirsiniz.
—-
HIZIR CANBAZ
1964 yılında Rize’nin Pazar ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Pazar’da tamamladı. 1984-1988 yıllarında Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nden kimyager olarak mezun oldu. Ambalaj sektöründe serbest olarak çalışmakta.
Pazar Lisesi, Atatürk Üniversitesi, Ankara Kale Derneği, İstanbul Hemşin Derneği, İstanbul Çayeli Derneği, İstanbul Pazarlılar Derneği ve Marmara Üniversitesi’nde tulumla halk oyunları ekiplerini çalıştırdı. 1983 yılından beri Hemşin yöresinin türkü, destan ve atma türkülerini topluyor. Aynı zamanda kendisi de türkü yazıyor.
2016 yılında Kalan Müzik’ten “Varoşun Çiçekleri”, 2018 yılında Cinan Müzik’ten “Yessir O Gözleruna”, 2021’de de “İkbal” albümlerini çıkardı. Rıdvan Yılmaz’la “İşte Tulum İşte Horon”, Remzi Bekâr’la “ Yine Şanlandı Tulum” Mahmut Turan’la “Karadeniz Ezgileri” albümlerinde birlikte çalıştı. MESAM üyesi.-33% İndirim
₺300.00₺200.00“Bulutlar Üstünde Bir Cennet, Dağlara Meydan Okumak, Karacaören Köyünün Varoluş Mücadelesidir.”
Bugünkü durumuna haiz varoluş, köyümüzün dağlık ve zorlu coğrafyası ile birlikte sosyal doku süreci ile meydana gelen ortamın tanığız.
Bu eser, yaşamaya çalışan insanların bu zorlu şartlara karşı gösterdiği direncin ve yaşadığı mücadelelerin gücünü mükemmel bir şekilde yansıtır.
Aynı zamanda hem köyün hem de köylünün zorluklar karşısında dimdik duruşunu, dağlara karşı meydan okuyuşunu simgeler.
Bu da Karacaören’in insanını direncinin, köyün varoluş mücadelesindeki etkinliğiyle ne kadar tutkun, ne kadar güçlü, ne kadar umutlu ve anlamlı olduğunu hissettirir.-33% İndirim
₺300.00₺200.00Karaisalı’dan Destancı Âşık Ali Durna ve Dedesi
2024 yılının Eylül başlarında Ankara’dan Adana’ya gittik. Adana’dayken bir iki kez gitmeye karar verdik. Fakat birtakım engeller mani oldu. Ha bugün, ha yarın derken, nihayet 14 Ekim 2024 tarihinde fotoğrafçı dostumuz, hemşerimiz, o toprakların insanı Hüseyin Kuşdemirle birlikte Kuşçusofulu’ya ulaştık. Sonuçta sabırla koruk helva oldu. Âşık Ali Durna’yı kitaplaştırmak için tüm dokümanlarını alarak, yıllardır içimdeki ukdeyi gerçekleştirmenin de ilk adımını atmış olduk. Âşık Ali Durna’yı Çukurova’nın kurtuluşunda görev alan dedesi Abdullah Durna’nın Kurtuluş Savaşı hatıralarıyla birlikte yayınlayarak sizlerle buluşturduk. Çok mutluyum. Hayırlı olsun.-33% İndirim
₺400.00₺270.00Ben Karapınarlıyım…
İnsanların doğdukları ve doydukları yerlere minnet duymaları ve memleketlerine olan gönül borçlarını bir şekilde ödemeleri gerektiğine inanırım.
Gelecek, geçmiş üzerine kurulur. Geçmişle gelecek arasında köprü kurmak bizlerin asli görevi olmalıdır. Bu çalışma böyle bir düşüncenin ürünüdür.
Kuşaklararası iletişim, anlatım ve anlayış eksikliklerini gidermek, eski ile yeniyi kaynaştırmak, genç nesil ile atalarının irtibatını koparmamak, köyde yaşayan ile şehre göç edenin birbirini anlamalarını sağlamak; geçmiş âdet, gelenek ve göreneklerle yeni yaşam tarzını harman etmek, kırsal yaşamın gerekleri olan tarım ve çiftçilik hayatı ile modern hayatın bütünleşmesine katkıda bulunmak temel amacımdır.
-30% İndirim
₺250.00₺175.00Anadolu’nun Ticari başkenti sayılan Kayseri, tarihi gelişim sürecinde sayısız medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Cumhuriyet döneminde, faaliyete geçen sanayi kuruluşları, çevre illerin olduğu gibi şehrimizin de hayat damarlarını beslemiştir. Bunların arasında 1955 yılında faaliyete geçen, Kayseri Şeker Fabrikası, önemli bir yer tutmaktadır. Şu anda Kocasinan İlçesi sınırları içerisinde olan Kayseri Şeker Fabrikası öz sermayesi ve kendisine bağlı bölgeleri ile ülkemizin ekonomisine önemli katkılar vermektedir, Şeker Fabrikasının kuzeyinde bulunan Keykubat gölü ile tarihi İpek Yolu üzerinde olması hasebiyle bölgeden geçen sayısız kervanlara konaklık etmiştir. Ayrıca bu dönemde Selçuklu Hükümdarı Alaattin Keykubat’a ev sahipliği yaparak tarihi vasfını zenginleştirmiştir…
-28% İndirim
₺390.00₺280.00Başta Sayın Mehmet Bayraklı Bey olmak üzere yönetim kurulu üyelerimiz ziraat teşkilatımızın organize ettiği toplantılarda pancar ekicilerimizin dilek ve temennilerini dinleyerek çiftçilerimizden gelen yeni talepler ile üreticilerimize hizmet akış yelpazesini daha da genişlettiler. Çiftçilerimize hizmet akış yelpazesi genişletilirken Kayseri Şeker Fabrikasının günlük pancar işleme kapasitesinin artırılmasıyla da üreticilerimiz ve Fabrika daha da kazançlı bir hale geldi. 1992’li yıllarda batık ve iflas etmiş denilen Kayseri Şeker Fabrikası, Sayın Mehmet Bayraklı ve yönetimdeki arkadaşları Lüfü Yüksel, Mehmet Çelikadam, Fikret Taflıoğlu beylerin gayretleri sonucu özerkleşmesi ve sonrası kampanyalarını kâr ile kapatırken üreticilerimiz de daha fazla kazanır oldular.
Daha önce Kayseri şeker Fabrikasına batık ve iflas etmiş bir fabrika gözüyle bakan Türkşeker’e bağlı yakın fabrika bölge çiftçileri, Kayseri Şekerdeki gelişmeleri gördükçe Kayseri Şeker çiftçilerine, imrenerek yöneticilerini sıkıştırmaya başladılar.
Değerli kardeşim Ziya Şahin’in hazırlamış olduğu bu belgesel ile Kayseri Şeker’in hangi aşamalardan geçtiğinin bilinmesinde fayda var. Elbette Hafızayı Beşer nisyan ile maluldür (İnsan hafızası unutma özürlüdür) Maalesef toplum hafızası unutkan olduğu için altı aydan öncesini hatırlamaz. Zorlu zamanlarda yaşananların toplumumuza hatırlatılması, ortaya emek ve hizmet koyan fedakar insanlara karşı toplumumuzun minnet borcudur.
– – –
Ulu Önderimiz, En Büyük Kooperatifçimiz Sevgili Atatürk’ümüz,
Kutsal bir vatan ve vicdan görevi şuuruyla kurulup geliştirilen Pancar Kooperatiflerinin üst birliği Pankobirlik olarak huzurunda bulunmanın engin hazzı ve gururu içindeyiz. Yaradılışından gelen deha ve ileri görüşünün eseri olan veciz buyrukların, bizler için daima gerçek bir rehber ve hedef olarak telakki edilmiştir. Zeka ve becerilerimizi birleştirerek; “Özgürlük ve refah” olarak nitelediğin kooperatifçiliğimizi ve milli ekonomimizin temeli olan ziraatımızı geliştirip, gerçek üretici olan köylümüzü layık gördüğün efendiliğe yüceltmenin özverili gayreti içindeyiz.
Pankobirlik; Yüce Ulusumuzu çağdaş medeniyet seviyesine taşımak için, gösterdiğin hedefler ve çizdiğin yolda daima ısrarlı ve kararlı olacaktır. Pankobirlik’te görevi yeni devralan ekip olarak; tüm yurt sathında temsil ettiğimiz 1,5 milyon pancar çiftçi ailesi adına en samimi şükran ve tazim duygularımızı arz ediyoruz.14 Şubat 1996
Mehmet BAYRAKLI
Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı-30% İndirim
₺250.00₺175.00Doğumdan ölüme kadar afetlerle, kazalarla iç içeyiz. Nerede, ne zaman, ne şekilde bizim veya sevdiklerimizin başına geleceği belli değildir. Hepimiz bir şekilde kazalara maruz kalmış veya ramak kala atlatmışızdır. Belli olan tek şey en zirveden en zemine kadar alınması gereken tedbirler hayat felsefemiz haline gelirse, maddi manevi en az zararla atlatacağımızdır. Yoksa kazaların oluşları hep aynı olup sadece şehirler, mekânlar değişecektir. Sevdiklerimiz öksüz, yetim, sakat olarak kalmaya devam edecektir. Bu bağlamda elinizdeki kitap yıllardır sahada ve iyi bir gözlemci olarak, olası kazalara karşı daha olmadan uyanık olabilmek, neme lazımcı olmamak ve gereğinin yerine getirilmesine vesile olabilmek adına samimiyetle kaleme alınmıştır.
-27% İndirim
₺1,100.00₺800.00Şemsettin Küzeci ilk kez Ata Terzibaşı’nın hayatını ve faaliyetlerini tam anlamıyla araştırmak ve incelemek gibi sorumlu ve onurlu bir görevi yerine getirmiştir. Geniş bir okur kitlesine ve bilim camiasına sunduğu “Kerkük’ün Milli Yazarı Ata Terzibaşı” adlı kitap Türk dünyasında bu alandaki boşluğu doldurur. Bu kitap, Ata Terzibaşı’nın çok yönlü bilimsel çalışmaları hakkında yazılan ilk ansiklopedik eserdir.
Ata Terzibaşı’nın bilimsel biyografisinin tam bir resmini çizen Küzeci; Ata Terzibaşı’nın hayatı, çevresi, eğitimi, hukuk, gazetecilik ve yazarlık faaliyetleri ile folklor alanındaki çalışmalarına, hakkında yazılan makalelere, kitaplara ve tezlere, tanıkların gözüyle de ışık tutmuştur. Aslında bu eser Terzibaşı’nın hayat serüvenini anlatan bir belgesel roman niteliğindedir.
Küzeci’nin sunduğu bu araştırma, Ata Terzibaşı’nın Irak-Türkmen edebiyat araştırmaları dünyasının zirvesini fetheden seçkin bir bilim adamı olduğunu kanıtlar. Nitekim Ata Terzibaşı, 20. yüzyılda Arap dünyasında Kerkük’ün zengin sözlü ve yazılı edebiyatını araştıran ve tanıtan önde gelen Türkmen bilginidir.
“Kerkük’ün Milli Yazarı Ata Terzibaşı” kitabının yazarı Dr. Şemsettin Küzeci 2023 yılında Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Nizami Gencevi Edebiyat Enstitüsünün de “Fahri Doktoru” unvanına layık görülmüş, bu değerli eseriyle de Azerbaycan ve Türk dünyası bilimine mükemmel bir ilmi eser kazandırmıştır.
Akademik
İsa Habibbeyli-14% İndirim
₺350.00₺300.00Şemsettin Küzeci ilk kez Ata Terzibaşı’nın hayatını ve faaliyetlerini tam anlamıyla araştırmak ve incelemek gibi sorumlu ve onurlu bir görevi yerine getirmiştir. Geniş bir okur kitlesine ve bilim camiasına sunduğu “Kerkük’ün Milli Yazarı Ata Terzibaşı” adlı kitap Türk dünyasında bu alandaki boşluğu doldurur. Bu kitap, Ata Terzibaşı’nın çok yönlü bilimsel çalışmaları hakkında yazılan ilk ansiklopedik eserdir.
Ata Terzibaşı’nın bilimsel biyografisinin tam bir resmini çizen Küzeci; Ata Terzibaşı’nın hayatı, çevresi, eğitimi, hukuk, gazetecilik ve yazarlık faaliyetleri ile folklor alanındaki çalışmalarına, hakkında yazılan makalelere, kitaplara ve tezlere, tanıkların gözüyle de ışık tutmuştur. Aslında bu eser Terzibaşı’nın hayat serüvenini anlatan bir belgesel roman niteliğindedir.
Küzeci’nin sunduğu bu araştırma, Ata Terzibaşı’nın Irak-Türkmen edebiyat araştırmaları dünyasının zirvesini fetheden seçkin bir bilim adamı olduğunu kanıtlar. Nitekim Ata Terzibaşı, 20. yüzyılda Arap dünyasında Kerkük’ün zengin sözlü ve yazılı edebiyatını araştıran ve tanıtan önde gelen Türkmen bilginidir.
“Kerkük’ün Milli Yazarı Ata Terzibaşı” kitabının yazarı Dr. Şemsettin Küzeci 2023 yılında Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Nizami Gencevi Edebiyat Enstitüsünün de “Fahri Doktoru” unvanına layık görülmüş, bu değerli eseriyle de Azerbaycan ve Türk dünyası bilimine mükemmel bir ilmi eser kazandırmıştır.
Akademik
İsa Habibbeyli-14% İndirim
₺350.00₺300.00Şemsettin Küzeci ilk kez Ata Terzibaşı’nın hayatını ve faaliyetlerini tam anlamıyla araştırmak ve incelemek gibi sorumlu ve onurlu bir görevi yerine getirmiştir. Geniş bir okur kitlesine ve bilim camiasına sunduğu “Kerkük’ün Milli Yazarı Ata Terzibaşı” adlı kitap Türk dünyasında bu alandaki boşluğu doldurur. Bu kitap, Ata Terzibaşı’nın çok yönlü bilimsel çalışmaları hakkında yazılan ilk ansiklopedik eserdir.
Ata Terzibaşı’nın bilimsel biyografisinin tam bir resmini çizen Küzeci; Ata Terzibaşı’nın hayatı, çevresi, eğitimi, hukuk, gazetecilik ve yazarlık faaliyetleri ile folklor alanındaki çalışmalarına, hakkında yazılan makalelere, kitaplara ve tezlere, tanıkların gözüyle de ışık tutmuştur. Aslında bu eser Terzibaşı’nın hayat serüvenini anlatan bir belgesel roman niteliğindedir.
Küzeci’nin sunduğu bu araştırma, Ata Terzibaşı’nın Irak-Türkmen edebiyat araştırmaları dünyasının zirvesini fetheden seçkin bir bilim adamı olduğunu kanıtlar. Nitekim Ata Terzibaşı, 20. yüzyılda Arap dünyasında Kerkük’ün zengin sözlü ve yazılı edebiyatını araştıran ve tanıtan önde gelen Türkmen bilginidir.
“Kerkük’ün Milli Yazarı Ata Terzibaşı” kitabının yazarı Dr. Şemsettin Küzeci 2023 yılında Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Nizami Gencevi Edebiyat Enstitüsünün de “Fahri Doktoru” unvanına layık görülmüş, bu değerli eseriyle de Azerbaycan ve Türk dünyası bilimine mükemmel bir ilmi eser kazandırmıştır.
Akademik
İsa Habibbeyli-13% İndirim
₺400.00₺350.00Şemsettin Küzeci ilk kez Ata Terzibaşı’nın hayatını ve faaliyetlerini tam anlamıyla araştırmak ve incelemek gibi sorumlu ve onurlu bir görevi yerine getirmiştir. Geniş bir okur kitlesine ve bilim camiasına sunduğu “Kerkük’ün Milli Yazarı Ata Terzibaşı” adlı kitap Türk dünyasında bu alandaki boşluğu doldurur. Bu kitap, Ata Terzibaşı’nın çok yönlü bilimsel çalışmaları hakkında yazılan ilk ansiklopedik eserdir.
Ata Terzibaşı’nın bilimsel biyografisinin tam bir resmini çizen Küzeci; Ata Terzibaşı’nın hayatı, çevresi, eğitimi, hukuk, gazetecilik ve yazarlık faaliyetleri ile folklor alanındaki çalışmalarına, hakkında yazılan makalelere, kitaplara ve tezlere, tanıkların gözüyle de ışık tutmuştur. Aslında bu eser Terzibaşı’nın hayat serüvenini anlatan bir belgesel roman niteliğindedir.
Küzeci’nin sunduğu bu araştırma, Ata Terzibaşı’nın Irak-Türkmen edebiyat araştırmaları dünyasının zirvesini fetheden seçkin bir bilim adamı olduğunu kanıtlar. Nitekim Ata Terzibaşı, 20. yüzyılda Arap dünyasında Kerkük’ün zengin sözlü ve yazılı edebiyatını araştıran ve tanıtan önde gelen Türkmen bilginidir.
“Kerkük’ün Milli Yazarı Ata Terzibaşı” kitabının yazarı Dr. Şemsettin Küzeci 2023 yılında Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Nizami Gencevi Edebiyat Enstitüsünün de “Fahri Doktoru” unvanına layık görülmüş, bu değerli eseriyle de Azerbaycan ve Türk dünyası bilimine mükemmel bir ilmi eser kazandırmıştır.
Akademik
İsa Habibbeyli-30% İndirim
₺350.00₺245.00“Kıbrıs Darbesi”, Yunanistan tarafından gerçekleştirilmiştir ve Makarios’un tanımıyla Yunanistan’ın Kıbrıs’ı İstilâ teşebbüsüdür.
Yunan Darbesi, Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekâtı ile Ada’ya askerî müdahalesine sebep olmuştur. Sonrasında yaşanan süreç, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kadar uzanmıştır. Neden – Sonuç silsilesinden yola çıkılacak olursa, bugün Kıbrıs’ta varlığını devam ettiren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmasına, “Kıbrıs Darbesi” vesile olmuştur denilebilir. Bu yönüyle çok önemli bir olaydır.
Elinizde bulunan bu kitapta, Yunanistan’ın Kıbrıs Darbesi’ne uzanan süreç, bu süreçte rol alan aktörler, üstlendikleri sorumluluklar, olaylar, nedenler, darbe hazırlığı, darbe safahatında yaşanan gelişmeler ile darbe sürecinin son bulması, incelenmeye çalışılmıştır.
Faydalı olması dileğiyle…-31% İndirim
₺225.00₺155.00Tarihin seyri seferinde yer alan milletler cemiyet hayatına önemli gördükleri milli ve manevi değerleri sunmuşlardır. Bunlar çeşitli kategorilerde ve branşlarda ana bilim dallarına mensup olabilirler. Fakat diğer yanda teknoloji başka bir dünyanın kapılarını aralar. Ve insanların ihtiyaç duydukları gereksinimleri çevreyi bozmadan bilgi ve beceri yöntemlerini devreye alabilir. Anlatacağımız hikayenin kahramanları buna benzer kazanımları elde etmiş Türk Milletinin makus talihini değiştirecek buluşlara imza atan vatansever insanlardır. 1965 yılından itibaren cemiyet hayatına akademisyen olarak katılan Çelebiler ailesi daha sonra Amerika Birleşik Devletlerinde insan yetiştirme metodolojisine uygun olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletine bilim ve teknoloji alanında çok değerli katkılar vermişlerdir. Bu katkının adı Bülent Çelebidir ve Amerika Birleşik Devletlerinin Silikon Vadisinde buluş yapan on mucidden birisidir. Söz konusu olan kablosuz internet modemi Airties’i ülkemize getirerek Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tarihine altın harflerle adını yazdırmıştır. Şu anda Silikon Vadisinin Türkiye temsilciliğini yapmaktadır. Bu teknoloji Bülent Çelebi’nin ellerinde Kafkaslara kadar uzanarak Türk Dünyası ile buluşmuştur. Bu vesileyle Bülent Çelebi Çelebiler ailesinin Melikgazi’den başlattıkları tarihi yolculuğu Amerika Birleşik Devletlerinde teknolojide yeni bir çığır açarak insanlığın hizmetine sunmuştur. Kendisine Çelebiler ailesi olarak sağlık başarı ve esenlikler diliyoruz.
Araştırmacı Yazar Ziya Şahin…
-30% İndirim
₺450.00₺315.00Kitapta bahsi geçen hatıralar Türkiye Cumhuriyetinin henüz yeni kurulduğu 1930-1940 yılları arasında geçiyor. Bu dönemler Anadolu’nun ateşle imtihan edildiği ve her evden üçer beşer askerin vatana kurban edildiği yıllardır. O yüzden Avşar kocalarının elinde ki mendilleri kurumamış, ağıtlarının dizeleri dağları eritecek kadar harlı çölleri yeşertecek kadar içli hale gelmişti.
“Askerimin kara kaşı,
Durmaz gözlerimin yaşı,
Sana iki oğul verdim,
Birin geri ver yüzbaşı…Adı bahse konu olan yıllarda, ilk defa devlet gelir ve şefkatli eli dokunarak sizin çocuklarınızı okutarak öğretmen yapacağız der. Bu haber toplumsal belleğimizde yer alan travmaları tedavi edebilecek hususiyetlerden uzak olsa bile bir nebzede olsun iyileştirecek özelliği sahiptir. Bu yüzden Eğitim ve Öğretim Tarihinde Pazarören Köy Enstitüsü hayati derece de önemli kurumlarından birisi haline gelir.
Pazarören Köy Enstitüsü Türk Eğitiminde Köy Enstitülerinin Mimarı olan İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç tarafından 1941 yılında Pazarören Nahiye merkezinde kurulmuştur. 17 Nisan 1940 yılında kabul edilen 3803 sayılı Köy Enstitüleri Kanunu ile ilk açılan 14 köy enstitüsünden birisidir. Kanun’un 1. Maddesinde, “Köy öğretmenini ve köye yarayan diğer meslek erbabını yetiştirmek üzere ziraat işlerine elverişli arazisi bulunan yerlerde Maarif Vekilliğince köy enstitüleri açılır.” denilmekte, köy öğretmen okullarının bu kanunla köy enstitülerine dönüştürüldüğü bildirilmektedir. Parasız-yatılı olan köy enstitüsünün amacı, Türkiye genelinde öğretmeni olmayan binlerce köye öğretmen yetiştirmektir. Ayrıca köylere eğitim öğretim sağlamanın yanı sıra ülke kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla öğretmen adaylarına uygulamalı olarak demircilik, dülgerlik, yapıcılık, kooperatifçilik, ziraatçılık ve diğer pek çok konuda bilgi ve beceri kazandırılıyordu. Pazarören Köy Enstitüsü 1941-1954 yılları arasında eğitim ve öğretim faaliyetlerine devam etmiştir. Türkiye’deki toplam 21 köy enstitüsü ile birlikte 1954 yılında resmen kapatılmıştır. Pazarören Köy Enstitüsü 1941’den 1954 yılına kadar 1.974 mezun/öğretmen vermiştir. 1954 yılında köy enstitüsü adı değiştirilerek burası Mimarsinan İlköğretmen Okulu adını almıştır. 1954-1976 yılları arasında öğretime devam eden Mimarsinan İlköğretmen Okulu, 3.943 öğretmen adayı mezun etmiştir. Bundan sonra da öğretmen lisesi olarak devam etmektedir.PROF. DR. REMZİ KILIÇ…
-17% İndirim
₺350.00₺290.00Yaklaşık 20 Ağustos 2022 Cumartesi gününden bu yana tarihçesi, siyasi tarihi, kelime ve deyimler, nüfus kütük bilgileri, yaşanmış hikâyeleriyle, dilden dile efsaneleriyle, yaylası ve ovalarıyla resmetmeye çalıştığımız yerleşim merkezi Kozluçay köyüdür. Kozluçay Türk Kültüründe düğün, gelenek ve görenekleriyle birçok kapsamlı bu çalışmada yokluğunu en çok hissettiğimiz birçok değerimiz Ramazan Bürgü “Ankaralı”, Bekir Öncü, Bilal Ülker ve Ramazan Ülker gibi hemen hemen aynı kuşak dönem insanlarının aramızdan ayrılmasıyla köyümüzün geçmişteki canlı kültürü zamanında tespit edilememiş, hep eksilerek gelmiştir.
Yukarıdaki bahsi geçen insanlarımızın bugün yaşayan yakınları ve kendisini yakinen tanıyan insanlara geride bıraktığı birkaç söz bile bu çalışmamızda bazı alanlarda yolumuzu aydınlatmıştır. Kendilerini rahmet dileyerek anıyoruz.
Kozluçay insanının yüksek karakteri, anlayışı, yaşayış biçimiyle şekillendiği ve anıldığı coğrafyamızın her bir alanı bu özellikleriyle her biri, alanında kimi unutulmuş, kimi unutulmanın eşiğindeki birçok şey hatıralarıyla canlanacağı bu kaynak eserde, dünya ve ülkemiz üzerinde küçük bir topluluğun aslında kendi kendine yetebilen bir toplum olduğunu hep beraber görmüş olacağız.-25% İndirim
₺320.00₺240.00Kurtçe’nin tekili Kurd, çoğulu Kurdândır. “Kürt” isminin etmolojik kaynağı, tarihi olarak çok eskilere M.Ö.300’lere dayanmaktadır. Bazı araştırmacılara göre göre “Kürt” teriminin temelinde “Kur” kelimesi yatmakta olup Sümer kökenlidir. Sümerlerde “kur” dağ demektir, “-ki” eki aidiyeti ifade eder. “Kurti” kelimesi dağın halkı anlamına gelmektedir. Bu coğrafyada yaşayan milletler Kürtlere bu adı vermişlerdir. Bazı kürdologlara göre “Kürd” ismi “Gord” yani kahraman isminden gelmiştir. Şerefhan da “Şerefname” adlı eserinde buna benzer bir rivayetten bahsetmektedir. Kürtlerin bu adla anılmaları cesaretleri ve savaşçılıklarındandır. Ayrıca “Kürd” kelimesinin Farsça “Gord” kelimesinden türediği kabul edilirse, “Gord” kelimesinin mahallî “Gordu” veya “Qordu” gibi bir ismin İranîleştirilmiş bir formu gibi görülmesi de mümkündür.
Ziya Gökalp, “Kürt Aşiretleri Hakkında Soyolojik Tetkikler” adlı eserinde Kürtleri edebi eserlerinin tetkikiyle beş kavme ayırmıştır. Bunlar; 1. Kurmancı 2. Zaza 3. Soran 4. Güran 5. Lur. Bu Kürt kavimleri birbirlerine başka isimler verirler. Mesela; Kurmancılar kendilerine Kürt demezler, biz Kurmancız derler. Kürtlerin en büyük bölümünü bu Kurmancılar teşkil eder. Zazalar başka lisanları çabuk öğrenirler, Kurmanclar daha geç öğrenirler. Zazaların halk edebiyatı fakirdir, Kurmancların ise çok zengindir. Kürdistan diyarında olan Lisan-ı Kürd, Hazreti Nuh ümmetinden Melik Kürdım’dan kalmıştır. Mustafa Reşit Paşa 1847 yılında Kürdistan eyaletini kurar. Bu eyaletin merkezi, 13 Aralık 2847 tarihli Takvim-i Vekayi’ye göre Ahlat’tır.