Öykü
Filters
Done-35% İndirim
₺85.00₺55.00Bir masaldır… Anlatılır… Ta asırlar öncesinden bugüne… Yüzlerce medeniyete yurt olmuş Anadolum’dan geriye kalan tek şey; insan!… Bir borcumuz varsa önce; dağa taşa, kurda kuşa, doğaya; akan suya, göğün üzerinde salınan apak, beyaz bulutlara… Sonra da insana!..
Anlatım gücümü besleyen bu topraklar, yıldızlar, ovalı ağıtlar ve obalı rüzgârlarla ödemeye çalışıyorum borcumu.
Bir masaldır… Anlatılır… Taşın toprağın altında yok olana karşı, bir nebze ne kurtarabilirsek telaşı benimkisi. Başka bir şey değil!…
Çünkü;
Türkü bilmeyen çocuklar doğuyor her gece
Başka bir göğ bulmalıyım kederime!…
İçimde akıp giden ulu nehrin ışıltısını bir nebze hissedebilen gönüllere, erenlere bin selam!…Gülden MAHMUD
Out of Stock
₺110.00₺60.00Dalgaların Kıyısında:
“Kadınlar ve bütün var olan türler dünyaya; birilerinin beklentilerini, keyfi hazlarını, doyumsuzluklarını, ihtiyacı olmayan ihtiyaçlarını doyurmak için gelmiyordu. Bu gerçeği görebilmek ve anlamına nail olabilmek, bütün kötülükleri temelden sarsabilecek güçteydi…”
“Verdiğimiz tepkilerdik aslında biz, başımıza gelenlere, başımızdakilere… Sorunlarla baş etme şekillerimiz, bizim kim olduğumuzu azar azar fısıldardı kendimize. Kendini duymamakla başlıyordu belki de bütün kötülükler, türlerin her birine… Şiddeti giyinip kuşanmak âdetimiz olduğunda, kendi özümüzü bir bıçakla kazırız önce, sonra diğer canlardadır sıra…”
“Kimine başkalarının canından üstün geliyordu kendi canı, kimineyse kendi canından önce geliyordu bir başkasının canı…”
Dalgaların Kıyısında 2:
Yetmedi mi sahteliklerinden yarattığın
Dalgaların kıyısında oyalandığın?
İçinde yüzmeye çalıştığın
Ama seni hiçbir okyanusun kabul etmediği,
Bir yarımadadasın şimdi.
Yarımsın,
Daha da eksiliyorsun.
Yüzüne güldüğün sahte cennetler yaratmışsın,
Kendin gibi
Başkalarını da musallat ettiğin,
Anlamsız çabalarına.
Şimdi söyle:
Kaç tane “mercan” var avlamaktan çekinmediğin
Ve kaç tane “can” var
Bedenini yaraladığın gibi
İçini de yaraladığın,
Saygı duymadığın,
Utanmadan arsızca
Sana ait olmayana elini uzattığın?
Söyle!
Kendi canın da dâhil,
Kaç “can” var elinde?Out of Stock
₺60.00₺45.00Yetmedi mi sahteliklerinden yarattığın
Dalgaların kıyısında oyalandığın?
İçinde yüzmeye çalıştığın
Ama seni hiçbir okyanusun kabul etmediği,
Bir yarımadadasın şimdi.
Yarımsın,
Daha da eksiliyorsun.
Yüzüne güldüğün sahte cennetler yaratmışsın,
Kendin gibi
Başkalarını da musallat ettiğin,
Anlamsız çabalarına.
Şimdi söyle:
Kaç tane “mercan” var avlamaktan çekinmediğin
Ve kaç tane “can” var
Bedenini yaraladığın gibi
İçini de yaraladığın,
Saygı duymadığın,
Utanmadan arsızca
Sana ait olmayana elini uzattığın?
Söyle!
Kendi canın da dâhil,
Kaç “can” var elinde?-27% İndirim
₺150.00₺110.00İhtiyarın terki dünya eylemesinin üzerinden hayli süre geçti. Kimsesizlerin göçü nasılsa öyle bir göçtü onunki. Ardından dua okuyan hayır hasenat dağıtan, yıldönümlerinde hatırlayan çıkmadı. Buna ben de dâhilim. İlk aylarda ziyaretlerim daha sıkken sonraki yıllarda seyrekleşti. Fakat mezarı çevre yolundan göründüğü için geçtiğimde ara ara gözüme takılır, son zamanlarında biriktirdiğim sohbetleri yâd ederek, buruk bir tebessümle onu anardım.
Ölümü sonrasında vedasız sonbaharlar gibi diğer mevsimlerin de şirazesi kaydı sanki. Ne zaman döndüğü ne zaman yandığı ne zaman dindiği kestirilemedi. Uğrun uğrun yas tuttukları belliydi. Ben de umutsuzluğa kapılarak hikâyesinin dürüldüğünü düşünmüştüm. Üzerine yeni sözler ekleyemem, sıcağından taze cümleler kuramam, hikâyesine kaldığı yerden bahis açamam sanıyordum.-35% İndirim
₺95.00₺62.00Çocukluğumdaki üç bilge Mehmet’ten yola çıkarak hayali bir Emekli Mehmet Efendi oluşturdum. Artık ne zaman bunalsam gidip onunla sohbet ediyor, rahatlıyordum. Emekli Mehmet Efendi bazen Sokrates, bazen Mevlâna, bazen Nasrettin Hoca oluyor, beni güldürüyor, düşündürüyor ve çözüm üretiyordu.
Kitabın ilk bölümünde Emekli Mehmet Efendi bizi nükteleriyle güldürüyor, sonraki bölümde Emekli Mehmet Efendiyle sohbet ediyorum. Sohbetiyle bizi aydınlatıyor. Yine Emekli Mehmet Efendi bir ders verirken, yanında mutlaka bir hikâye anlatıyor, fıkra anlatıyor geçmişteki anonim sözlü kültürünü bize aktarıyor. En sonunda yeni adıyla aforizma dediğimiz nükteli hikmetli sözleriyle bize ışık tutuyor.
Bu kitabı okursanız, onunla sohbet etmiş gibi olursunuz. Beyin kıvrımları arasında ondan bir söz, bir fıkra dolaşırken hayata gülümseyen bir yüzle bakacaksınız.
-30% İndirim
₺190.00₺133.00Sıtkı çok düşünceliydi, neresinden baksa hayra yoramıyordu yaşadıklarını ama kendince bir haklılık payı çıkardı olanlardan, “Benim babam, okuma yazmanın önemini kavrayamadı; iki inek, bir eşek önümde, beni dağda bayırda, ovada yazıda dolandırdı durdu ama ben oğlumu sonuna kadar okutacağım. Yükselebildiği kadar yükselsin, okusun, adam olsun. Büyük adam olamazsa bile, hiç değilse arkamdan bir dua okuyacak kadar dini bütün bir evlât olsun. Ben şimdi neyim böyle? Ölsem, mezarda bile toprağım, benim gibi bir kara cahili kucaklamaktan azap içinde kalır!” diyor, olanların sebebini kendinde buluyordu.
Adam, biricik oğlu Naci’yi işte böyle samimi duygularla Yalvaç İmam Hatip Okulunun orta kısmına yazdırdı. Bu ümitle tam iki sene erzak, temiz çamaşır, odun taşıdı kasabadan. Çoğu zaman bir kamyon bile bulunmazdı da; yağmurlu, karlı soğuk kış günlerinde at sırtında, bazen eşekle Yalvaç yollarına düşerdi. Sırtında heybesiyle, Yalvaç caddelerinde tipik bir yerli halk imajı çizerdi…
-30% İndirim
₺150.00₺105.00“Küçük kulaklarının üzerini örten kısa saçlarının altından uzun küpeleri sarkıyordu. Konuşurken ara sıra başını sağa sola sallıyor, gözünün önüne dökülen yumuşak saçlarını toparlarken de kulaklarındaki ağır küpeler fırlayacakmış gibi oluyordu.”
Duygu ve düşüncelerimizi, başkalarının deneyimlerinden yararlanarak zenginleştirmek için hikâyelere/öykülere ilgi duyarız. Bir gün her şey yoluna girecek umuduyla çalışıp çabalarken, elimizden kayan kendi öykümüzün bile farkında olamayız.
Rüzgâra Karşı Sözler (özlü sözler), Aklın Özgürleşmesi (deneme) eserlerinin ardından, Madam Serofima’yı okuyucunun beğenisine sunan yazar, öyküleriyle bizi farklı karakterlerin iç dünyasında bir yolculuğa davet ediyor.
-25% İndirim
₺160.00₺120.00Yazmak, birikim işidir. Biriktirmeden harcama olmaz değil mi? Okuduklarımızı, dinlediklerimizi, yaşadıklarımızı düşünüp onlardan öğrendiklerimizi ve çıkardığımız anlamları birikim olarak hafızamızda depolarız. Ancak insan unutan bir varlık. Bu eksikliğinin farkına varan insan yazıyı bulmuş. “Zaman vurmadan silgiyi, yazıyla bağla bilgiyi!” demişler ve biriktirdiklerini yazıya geçermişler. Onun için yazı bizler için öğrenmenin temelidir.
…
Genç arkadaşım, yazı illa yazar olmak için başvurulan bir araç değildir. Yazı insanın kendisi içindir öncelikle. Yazmak akılda tutmaktır, öğrendiklerimizin silinip gitmesine engel olmaktır. Yazmak insanın kendisiyle, iç dünyasıyla hesaplaşması, dertleşmesidir aynı zamanda. Yazarak insan kendini tedavi eder. Yazma arzusu arttıkça insanın öğrenme ve okuma merakı da artar. Yazma alışma işidir. Kalemi bırakırsan kalem de seni bırakır. “İşlerin en değerli olanı az da olsa devamlı olanıdır.” denmiştir. Bir eylemde önemli olan, sürekliliktir. Yazma arzusu olanlar için söyleyeceğimiz şudur: Yazmaya hemen başla, ihmal etme, sürekli yaz. Yazı ihmale gelmez, tembelliği sevmez. Kalemi elinden bırakma. Kalem elinde olursa yazmak istersin. Yazmak isteyince de daha çok okuyup öğrenmek istersin. Böylece kendini geliştirir, yazar olma yolunda ilerlersin.-12% İndirim
₺170.00₺150.00Adem abi de üşümüştü, çok üşümüştü. Şu dünyadaki son nefeslerini üşüyerek vermişti. Ne zaman üşüme sinyalleri gönderse bedenim ruhuma; içim sızlamıştı gözlerimde Adem abi tüllenirken. O yüzden hiç sevmedim üşümeyi. Ben sıcağı sevdim, ben Adem abiyi sevdim. Adem abi de sımsıcaktı zaten.
-31% İndirim
₺195.00₺135.00Hikâye, roman, fabl ve deneme yazarı Ramazan Yılmaz, Isparta’nın Yalvaç ilçesi Bağkonak köyünde mütevazı bir işçi ailesinin evladı olarak dünyaya geldi, 1952. İlköğretimi Bağkonak İlkokulunda, ortaöğretimi İzmir İ. H. Lisesinde tamamladı. Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden 1979 mezunu olan yazar, yurdumuzun çeşitli il ve ilçelerinde Edebiyat Öğretmenliği yaptı. Evli, üç çocuk babası Yazar Ramazan Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı 1987 Edebiyat Ödülleri Yarışması’nda BİRİNCİLİK ödülüne, Uluslararası Mustafa Necati Sepetçioğlu Roman Yarışması’nda 1. MANSİYON ödülüne; İlesam-Akçağ hikâye yarışmasında İKİNCİLİK ödülüne değer görüldü.
-36% İndirim
₺110.00₺70.00Dr. Alper Alkan henüz ilk gençlik yıllarında edebiyata ilgi göstermiş, günlük hayatın içinden olayları ve toplumsal sorunları, bir yetişkin gözüyle görebilmeyi ve kaleme almayı başarmıştır.
Oldukça genç bir yaşta son derece güçlü hikayeler yazan Dr. Alkan’ın ilk kitabı, “Şarkısız İnsanlar” dokuz hikâye, “Öyle Bir Şey, Çal Ağam, Günün Adı, Şehirli Sen De, Hasan, Parktaki İki Saat, Trende, Aşk Bu, Otobüsüm”den oluşmaktadır.
Dr. Alper Alkan’ın “Şarkısız İnsanlar” ile edebiyat dünyasına ilk adımını atmasıyla, hayatında yeni ufuklara yelken açacağına, gelecekte de verimli bir yazar olarak, yeni kitaplarla aramızda olacağına yürekten inanıyoruz.
-30% İndirim
₺160.00₺112.00Bizler hikâye, roman, deneme ve şiir alanlarında yazan, okuyan; okuyup yazdıklarını tartışan edebiyat sevdalıları olarak bir araya geldik. Edebiyatın; insanı düşündüren ve geliştiren gücünün sarsıcı etkisine inanıyoruz. Bu inancımızı yansıtan bir isimle anılmak istedik, grubumuza “Edebiyat Sarsar” adını verdik. Türkiye’nin her bölgesinden ve her yaştan üyelerimizle yaptığımız okuma ve yazma atölyeleri sırasında ortak bir çalışma yapma fikriyle heyecanlandık, heveslendik.
Bu kitapta, kentsel dönüşüm kapsamında inşa edilen bir apartmandaki hayatlara ayna tuttuk. Hikâyelerimizde bazı karakterler kendi yazarının kurgusunda yol alırken diğer hikâyelerde de geziyor ve yaşıyor. Her hikâye tek başına bağımsız bir kurguya sahip olsa da “uzun hikâye” niteliğindeki bu kitabın bütünlüğünü sağlayan parçası oluyor aynı zamanda.
-24% İndirim
₺50.00₺38.00Edebî metinler salt kurgudan ibaret değillerdir. Onlar barındırdıkları kurgunun altında toplumda meydana gelen sorunları da yer verirler. Böylelikle her roman sosyolojik bir hüviyete sahiptir esasında.
İşte İnci Yılmaz Şimşek’in birbirinden nadide öykülerini barındırdığı bu kitap da bu hüviyete nail olan eserlerdendir. Çünkü Şimşek her öyküsünde akıcı bir üslupla kadınerkek ilişkisi, benlik problemi, özentilik, görgüsüzlük gibi toplumumuzun kanayan yaralarına temas etmekte ve âdeta toplumun bir fotoğrafını çekmektedir.
-30% İndirim
₺190.00₺133.00*Elinizdeki “Tazminat” hikâyeler kitabı, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı 1987 Edebiyat Ödülleri Yarışmasında Birincilik Ödülüne değer görüldü.
*Hikâyelerde yazarın sağlam bir tekniğe, oturmuş bir dile, sıcak bir insan sevgisine, insanı sarıp sarmalayan bir atmosfere ve değişik bir üsluba sahip olduğunu göreceksiniz. Ramazan Yılmaz, söyleyecek sözü olan ve söylemesini bilen bir yazardır.-32% İndirim
₺220.00₺150.00Bu kitap, sizi Akdeniz’in cennet gibi bir sahil köyüne götürerek, felsefenin, sanatın, aklın ve bilimin egemen olduğu, uyum ve huzur dolu bir ortamı tanıtıyor. Aynı zamanda, mikro düzeyde ideal bir uygar toplum yapısına dair bir model sunuyor.
Hayatın merkezinde felsefenin olduğu bu köyde, her fırsatta felsefe sohbetleri başlatılır, faydasız muhabbetlerden özenle kaçınılır. Uygarya Köyü’nü sıradan topluluklardan ayıran en önemli özellik, dayanışma kültürleri ve uygar, ideal bir toplum yaratma yolunda gösterdikleri bilinçli ve organize çabadır.
Kitabı okurken, Akdeniz’e özgü beyaz boyalı, begonvillerle süslenmiş bahçeli evlerin bulunduğu sokaklarda gezerken kendinizi bulacaksınız. Köyün yemek kültüründen, eğlencelerinden ve denizle iç içe olan yaşam tarzından keyif alacaksınız.
Uygarya toplumunun, insanı insan yapan okuma ve düşünmeye verdiği önemi görecek; kültür ve sanat faaliyetlerine tanık olacaksınız. Alışılagelmişin dışında eğitim sistemlerine göz atarken, köy halkının yediden yetmişe spora ve satranca duyduğu tutkuya da şahit olacaksınız.-30% İndirim
₺180.00₺126.00Yaşam döngümüzün şekillenmesi, hayatımız boyunca karşılaşacağımız ince detaylar ve anlık nüanslarda saklıdır. Geçmişi bir film şeridi gibi geriye sararak izleyebilseydik; şimdi bulunduğumuz mevkiye, makama, veya yaşadığımız ortama nasıl gelebildiğimizi görür, geçmişte aldığımız anlık kararlardaki o ince detaylarda saklı olduğunu rahatlıkla değerlendirebilirdik.
Alacağımız en etkili ve en akılcı karalarla hayallerimizdeki ideallerimizi gerçekleştirmek, muhakkak ki başarımızın temelidir. Bu temellerin sağlam zemine oturtulması gayesiyle bergüzarlarda yaşayarak, düşündüğümüz ülkülerimizin hazırlanmasına yönelik ön yargısal planlar kurgulamak zorundayız.
Kitabımda yer verdiğim “Yâdîgâr”larımı yâdederken, yaşadığım gerçek hadiselerin, çizdiğim karükatürisel resimlerin ve yazdığım şiirlerin; sizlerin de derin hayallere dalmanıza tercüman olacağı düşüncesiyle, çocukluğunuza geri döneceğinizi ve geçmiş yıllarınızı bir nebze de olsa yâd ederek değişik duygulara kapılacağınızı tahmin ediyorum.