Açıklama
Baskı Tarihi | Şubat 2025 | Baskı Boyutu | 16,00 x 24,00 cm |
---|---|---|---|
Baskı Sayısı | 3. Baskı | Kağıt Cinsi | 2. Hamur |
Cilt Tipi | Ciltsiz | Çevirmen | |
Sayfa Sayısı | 416 | Yayın Dili | Türkçe |
₺400.00 ₺270.00
Ben Karapınarlıyım…
İnsanların doğdukları ve doydukları yerlere minnet duymaları ve memleketlerine olan gönül borçlarını bir şekilde ödemeleri gerektiğine inanırım.
Gelecek, geçmiş üzerine kurulur. Geçmişle gelecek arasında köprü kurmak bizlerin asli görevi olmalıdır. Bu çalışma böyle bir düşüncenin ürünüdür.
Kuşaklararası iletişim, anlatım ve anlayış eksikliklerini gidermek, eski ile yeniyi kaynaştırmak, genç nesil ile atalarının irtibatını koparmamak, köyde yaşayan ile şehre göç edenin birbirini anlamalarını sağlamak; geçmiş âdet, gelenek ve göreneklerle yeni yaşam tarzını harman etmek, kırsal yaşamın gerekleri olan tarım ve çiftçilik hayatı ile modern hayatın bütünleşmesine katkıda bulunmak temel amacımdır.
Baskı Tarihi | Şubat 2025 | Baskı Boyutu | 16,00 x 24,00 cm |
---|---|---|---|
Baskı Sayısı | 3. Baskı | Kağıt Cinsi | 2. Hamur |
Cilt Tipi | Ciltsiz | Çevirmen | |
Sayfa Sayısı | 416 | Yayın Dili | Türkçe |
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
Kitapta bahsi geçen hatıralar Türkiye Cumhuriyetinin henüz yeni kurulduğu 1930-1940 yılları arasında geçiyor. Bu dönemler Anadolu’nun ateşle imtihan edildiği ve her evden üçer beşer askerin vatana kurban edildiği yıllardır. O yüzden Avşar kocalarının elinde ki mendilleri kurumamış, ağıtlarının dizeleri dağları eritecek kadar harlı çölleri yeşertecek kadar içli hale gelmişti.
“Askerimin kara kaşı,
Durmaz gözlerimin yaşı,
Sana iki oğul verdim,
Birin geri ver yüzbaşı…
Adı bahse konu olan yıllarda, ilk defa devlet gelir ve şefkatli eli dokunarak sizin çocuklarınızı okutarak öğretmen yapacağız der. Bu haber toplumsal belleğimizde yer alan travmaları tedavi edebilecek hususiyetlerden uzak olsa bile bir nebzede olsun iyileştirecek özelliği sahiptir. Bu yüzden Eğitim ve Öğretim Tarihinde Pazarören Köy Enstitüsü hayati derece de önemli kurumlarından birisi haline gelir.
Pazarören Köy Enstitüsü Türk Eğitiminde Köy Enstitülerinin Mimarı olan İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç tarafından 1941 yılında Pazarören Nahiye merkezinde kurulmuştur. 17 Nisan 1940 yılında kabul edilen 3803 sayılı Köy Enstitüleri Kanunu ile ilk açılan 14 köy enstitüsünden birisidir. Kanun’un 1. Maddesinde, “Köy öğretmenini ve köye yarayan diğer meslek erbabını yetiştirmek üzere ziraat işlerine elverişli arazisi bulunan yerlerde Maarif Vekilliğince köy enstitüleri açılır.” denilmekte, köy öğretmen okullarının bu kanunla köy enstitülerine dönüştürüldüğü bildirilmektedir. Parasız-yatılı olan köy enstitüsünün amacı, Türkiye genelinde öğretmeni olmayan binlerce köye öğretmen yetiştirmektir. Ayrıca köylere eğitim öğretim sağlamanın yanı sıra ülke kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla öğretmen adaylarına uygulamalı olarak demircilik, dülgerlik, yapıcılık, kooperatifçilik, ziraatçılık ve diğer pek çok konuda bilgi ve beceri kazandırılıyordu. Pazarören Köy Enstitüsü 1941-1954 yılları arasında eğitim ve öğretim faaliyetlerine devam etmiştir. Türkiye’deki toplam 21 köy enstitüsü ile birlikte 1954 yılında resmen kapatılmıştır. Pazarören Köy Enstitüsü 1941’den 1954 yılına kadar 1.974 mezun/öğretmen vermiştir. 1954 yılında köy enstitüsü adı değiştirilerek burası Mimarsinan İlköğretmen Okulu adını almıştır. 1954-1976 yılları arasında öğretime devam eden Mimarsinan İlköğretmen Okulu, 3.943 öğretmen adayı mezun etmiştir. Bundan sonra da öğretmen lisesi olarak devam etmektedir.
PROF. DR. REMZİ KILIÇ…
Çizgiler… Hayatımızın her anında karşılaştığımız çizgiler… Düz, eğri, kırık hepsi bir şeyler anlatır. Mimarın elinde bina, stilistin elinde model, falcının elinde gelecek, karikatüristin elinde sanat, ressamın elinde renkli bir dünya, parmak izinde ipucu, insanoğlunun yüzünde mazi, kar tanesinde mucize, dünyanın belinde kemer, meteorolojik haritalarda atmosfer…
Biz meteorologlar devasa atmosferi haritalara sığdırmayı çizgiler sayesinde başarıyoruz. Çizgiler dünyası atmosferi anlamak, onu tanımak, davranışlarını izlemek ve tahmin etmek özel bir uğraş olsa gerek.
Atmosferi tanımak adına verdiğimiz uğraş, birer çizgi olan izobar ve izotermlerle bir yolculuğa dönüşür. Dünyayı gezersiniz. Zahmetli bir seyahattir. Kimi yerde ıslanır, üşürsünüz, kimi yerde sıcaktan bunalır hafif bir meltemin serinliğine sığınırsınız. Bazen soğuğun beyaz yüzünü gösterdiği diyarlardan geçer, bazen de güneşle hasret giderir, sıcak ve koyu bir sohbete dalarsınız.
*****
1956 yılında Aksaray’da doğdu. Meteoroloji Meslek Okulundan 1973 yılında mezun oldu. Aynı yıl Meteoroloji Genel Müdürlüğü Hava Tahminleri Daire Başkanlığı, Analiz ve Tahminler Şube Müdürlüğünde göreve başladı.
1984 yılında Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İngilizce Bölümünden mezun olan Yayvan, Analiz ve Tahminler Bürosu şefliği yanında Meteoroloji Meslek Lisesi, hizmet içi kurslar ve Türk Kuşu pilot okulunda uzun yıllar öğretmenlik yaptı. 1995 yılında Meteoroloji Uzmanı, 1999 yılında Analiz ve Tahminler Şube Müdürü oldu.
Londra, Viyana, Sydney, Barcelona, Ajaccio, Milano, Brüksel ve Paris başta olmak üzere birçok uluslararası kurs, forum ve konferanslara katıldı.
İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü ve Aksaray Üniversitesinin daveti üzerine seminerler veren Yayvan’ın 3. ve 4. Atmosfer Bilimleri Sempozyumu Bildiri kitaplarında bildirileri, Lodos ve Dört Mevsim dergilerinde makaleleri ve röportajları yayınlandı.
Meteorolojinin Sesi Radyosunda daha çok bilimsel konuların ele alındığı “Haftanın Konuğu “ adlı bir söyleşi programını yaklaşık 3 yıl hazırlayıp sunan Yayvan’ın 2007 yılında, komisyon üyesi arkadaşları ile birlikte yazdığı “Hava Analiz ve Tahmin Tekniği” adlı bir kitabı bulunmaktadır.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nde 36 yılı aşkın süre hizmet veren Yayvan, Mart 2009 tarihinden itibaren Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğüne geçerek TRT TÜRK TV kanalında Meteoroloji Uzmanı olarak görev yaptı.
15 Aralık 2011 tarihinde emekli oldu. 2012 yılında KANAL A televizyonunun daveti üzerine meteorolojik yorum ve tahminleriyle bir süre daha programlara katılan Yayvan aktif çalışma hayatını sonlandırdı. Evli ve iki kız çocuğu olan Yayvan İngilizce bilmektedir.
Bu kitapta 1965’li yılların Türkiye’sinde adını ve yerini bilmedikleri bir şehre doğru kanat çırparak giden öğretmenlerin destansı mücadelesi anlatılır. O yıllarda Doğu Anadolu’nun mavilikleri ile ünlü, gardaşlar diyarı olarak bilinen Van kenti mahrumiyetin kader diye yazıldığı yerlerden birisidir. Adı bahse konu olan şehrin şartları namüsait olsa bile vatansever idareciler her türlü zorluğu yenerek eğitim ve öğretimi başlatırlar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Öğretmenler gelecek nesiller sizin eseriniz olacaktır” veciz sözü onların gayretlerine rehberlik eder. Bu vesileyle Van Kız Öğretmen Okulu idarecilerinden Hasan Kanver Bey ve arkadaşlarına en kalbi teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bizlerle elli senelik arşivlerini paylaşmaları sevgili okulumuza duyulan özlemin ve hasretin en bariz örneğidir. Bu kitabın edebiyat dünyası ve okulumuz öğretmen ve öğrencileriyle buluşturulması gelecek nesillere kültür mirası olarak bırakılmasına yöneliktir. Halk arasında muteber bir söz vardır. “Hafızayı Beşer Nisyan İle Malüldür.” Yani insan hafızası unutma özürlüdür.
Bizler Van Kız Öğretmen Okulunun kuruluşundan itibaren görev yapan Hasan Kanver Bey arkadaşlarının verdiği destansı mücadelenin unutulmaması adına bu satırları kaleme aldık. Yaptığımız çalışmanın ana teması insani ve vicdani sorumluluğumuzu yerine getirmekti. Bu güzide insanlar her türlü zorluğun üstesinden gelerek, Süphan dağının çiçeklerine benzeyen öğretmenleri eğitim ordusuna kazandırdılar. Mezun edilen öğretmenler yurdun dört köşesine dağılarak oğul balı tadında öğrenciler yetiştirdiler. Bu vesileyle yolu Van Kız Öğretmen Okulu ve Lisesinden geçenleri saygıyla anıyor, okulumuzun kuruluşundan itibaren 1965 ile 1975 yılları arasında on yıl görev yapan Hasan Kanver Bey ve arkadaşlarının ellerinden saygıyla öpüyoruz.
Van Kız Öğretmen Okulu ve Lisesi adına Araştırmacı Yazar Ziya ŞAHİN.
“Kıbrıs Darbesi”, Yunanistan tarafından gerçekleştirilmiştir ve Makarios’un tanımıyla Yunanistan’ın Kıbrıs’ı İstilâ teşebbüsüdür.
Yunan Darbesi, Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekâtı ile Ada’ya askerî müdahalesine sebep olmuştur. Sonrasında yaşanan süreç, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kadar uzanmıştır. Neden – Sonuç silsilesinden yola çıkılacak olursa, bugün Kıbrıs’ta varlığını devam ettiren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmasına, “Kıbrıs Darbesi” vesile olmuştur denilebilir. Bu yönüyle çok önemli bir olaydır.
Elinizde bulunan bu kitapta, Yunanistan’ın Kıbrıs Darbesi’ne uzanan süreç, bu süreçte rol alan aktörler, üstlendikleri sorumluluklar, olaylar, nedenler, darbe hazırlığı, darbe safahatında yaşanan gelişmeler ile darbe sürecinin son bulması, incelenmeye çalışılmıştır.
Faydalı olması dileğiyle…
Henüz inceleme yapılmadı.