Açıklama
| Baskı Tarihi | Ekim 2023 | Baskı Boyutu | 13,50 x 21,00 cm |
|---|---|---|---|
| Baskı Sayısı | 1. Baskı | Kağıt Cinsi | 2. Hamur |
| Cilt Tipi | Ciltsiz | Çevirmen | |
| Sayfa Sayısı | 222 | Yayın Dili | Türkçe |
₺185.00 ₺130.00
“Kadınların örselenmesi bitmiyor. Hayata tutunmak için daha fazla güç sarf eden kadınlar aslında daha güçlü. Karşılaştıkları her zorluğa göğüs germekle yeterince yıpranıyorlar. Evet, hata da yapıyorlar hayatın hengamesi karmaşası içinde. Yine de yılmayan kadınlarımıza selam olsun.”
Yazar ve Şair Betül FIRAT
| Baskı Tarihi | Ekim 2023 | Baskı Boyutu | 13,50 x 21,00 cm |
|---|---|---|---|
| Baskı Sayısı | 1. Baskı | Kağıt Cinsi | 2. Hamur |
| Cilt Tipi | Ciltsiz | Çevirmen | |
| Sayfa Sayısı | 222 | Yayın Dili | Türkçe |
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
-33% İndirimLise son sınıftan, iki gün öncesine kadar her gece rüyasında aynı gözleri görür fakat bu rüyaya bir anlam veremezdi. O siyah gözler, efsunlu bakışlarıyla bakardı Halil’e. En sonunda bu rüya, içsel dünyasında gizli bir güç olmuştu. Böyle kabullenmişti ve rüyayı görmediği gecelerin sabahında kendisinde bir eksiklik varmış gibi hissederdi. Ama o gün köyde, o efsunlu gözlerle karşılaştığında yine rüyada olduğunu düşündü bir an. Gözlerini ovaladı. Bir daha baktı. Rüyada mıyım diye kendisine cimcik attı. Evet! Rüya değildi, gerçekti bu! Gözler, yüzünün güzelliğini zenginleştirmiş sanki bir ceylan gibi süzülüyordu. Boyu posu da tam kendine göreydi. Liseden itibaren rüyalarını süsleyen bu tılsımlı gözler, nihayet ortaya çıkmıştı. Hem de askerlik yaptığı yerde. “Ah bir daha karşıma çıkar mıydı bu peri kızı!” diye sızlanıp durmuştu “Mutlaka görmeliyim onu! Bu rüyanın bir anlamı olmalı. Benim kaderim galiba o kız.” diye mırıldanıyordu kendi kendine.
Out of StockBir yanımı kışa hazırlıyorum şimdi. Bir yanımsa güneşe şefkatle sarılmış. Kışlık giysiler bakıyorum. Kalın kazaklar, pantolonlar, su geçirmez ayakkabılar. Her mevsim geçişlerinde bambaşka bir insan oluyorum. Bir yanım üşüyor, diğer yanım ter içinde. Hafif bir rüzgar esince sonbaharın kokusunu alıyorum havadan. Sanki ağaçlar Zirdenbire yaşlanıyor, yapraklar sararıyor ve bir hüzün kendisini ortalığa bırakıyor. Bu yüzden de neş’e içinde gülümserken ortalıkta, birdenbire suratı kırk karış bir adam oluveriyorum. Giysilerime de yansıyor bu karmaşa. Altımda siyah bir kot pantolon, üstümde lila bir tişört olabiliyor. Bir yanımla diğer yanıma dönmek ve ona seslenmek mümkün olsaydı, diğer yanımı karşıma alır ve ona “beni hüzünlere salma nolur!” derdim. Beni hüzünlere salması için sonbaharın gelmesi gerekmez çünkü. Doğuştan bir hüzünle gelmişim zaten dünyaya. Gözlerime her bakan niçin bu kadar hüzünle baktığımı sorar. İsteyerek yaptığım bir şey değil aslında bu. Bu hüzündür beni güzelleştiren, bakışlarımı derinleştiren.
Herkese bulaştırdığım bu hüzünle durmadan çoğalırken, yaz mevsiminin geçici tesellisiyle mutlu olmaya çalışmam biliyorum ki nafile. Her şey ne kadar da sıkıcı. Keşke yanımda olsaydın diyebileceğim birisi olsaydı keşke. O zaman farklı bir insan olabilirdim belki. Belki mevsimleri zamanında ve tadında yaşardım. Bir yanım yaz, bir yanım kış olmazdı. Zamanı ve mekanı anlamlandıran ne ki? Bir insanla güzelleşiyor bir şehir. Bir insanla her şey yerli yerine oturuyor. Hayat yeniden dizayn ediliyor.
-24% İndirim…Efsaneye göre kral halkına zulüm eder. Bir gün, bir kardeşi halkın yardımı ile kralı devirir. Kralın kardeşi, kralı ve ailesini öldürüp ayrı ayrı yerlere gömer. Onlarla birlikte büyük bir hazine gömer ki bu olayın dilden dile bir ibret olarak dolaşmasını ister… Halil biraz sanki soluklanmak istedi. Hicran ise şaşkındı. Karşısındaki arkeolog kendince mi uydurmuştu bu anlattığı hikâye gibi şeyi acaba diye içinden geçirmiyor da değildi ama ne olursa olsun hikâye ona etkileyici gelmişti. Hatta devamını da merakla bekliyordu. Halil anlatsın diye belki de yok artık anlamında başını salladı. Halil devam etti…
-30% İndirimİnsanın yüreğini yıllarca sızlatan, beyninin şurasında, burasında, nihayet bir köşesinde unutulmaya bırakılmış bir anısına rastlarsınız. Ancak en ummadığınız, en yakınınızdan gördüğünüz bir aldatmacayı, sorun etmeyeyim diye çeyrek asır içinizden atmaya, unutmaya çalışıp dururken, yine yakınınızın kendisi tarafından gün yüzüne çıkarıldığında, “Ne halt ettim de onunla yine bir araya geldim?” diye sorar durursunuz kendinize.
En yakınınızdakileri bile derinlemesine tanımak, onun özüne inebilmek için geçen zaman, boşa harcanmışta olsa, iyiyle kötüyü, ayırma konusunda vermiş olduğu ders fevkalade bir kazanç olarak yazılır hanene. Sürekli bir arayış içinde olunca, benzersiz bakış açısı, en iyi örneklerini ortaya çıkarıyor.
Yıllarca üşenmeden, zorsunmadan, kahrını çektiğin en yakının, günün birinde kendine has yöntemlerle omzuna basarak belli imkânlara kavuşunca, hiç düşünmeden bir paçavra gibi atılan bir ağabeyin kaleme aldığı bir öykü.
Yazan için durum bu kitaptaki gibiydi. O kadar hırsın, isteğin, birazda aile içinde çıkacak anlaşmazlığın, etraftan duyulması ile yapacağı yankının etkisinde kalan, ağabeyin bu zaafından faydalanarak, insafsızca yapılan haksızlığın sadece bir karesidir.



Henüz inceleme yapılmadı.