Açıklama
| Baskı Tarihi | Ekim 2023 | Baskı Boyutu | 13,50 x 21,00 cm |
|---|---|---|---|
| Baskı Sayısı | 1. Baskı | Kağıt Cinsi | 2. Hamur |
| Cilt Tipi | Ciltsiz | Çevirmen | |
| Sayfa Sayısı | 222 | Yayın Dili | Türkçe |
₺185.00 ₺130.00
“Kadınların örselenmesi bitmiyor. Hayata tutunmak için daha fazla güç sarf eden kadınlar aslında daha güçlü. Karşılaştıkları her zorluğa göğüs germekle yeterince yıpranıyorlar. Evet, hata da yapıyorlar hayatın hengamesi karmaşası içinde. Yine de yılmayan kadınlarımıza selam olsun.”
Yazar ve Şair Betül FIRAT
| Baskı Tarihi | Ekim 2023 | Baskı Boyutu | 13,50 x 21,00 cm |
|---|---|---|---|
| Baskı Sayısı | 1. Baskı | Kağıt Cinsi | 2. Hamur |
| Cilt Tipi | Ciltsiz | Çevirmen | |
| Sayfa Sayısı | 222 | Yayın Dili | Türkçe |
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
-25% İndirimSeni röyamda gördüm. Sonu görünmeyen bir orman yolda idim sana dogu gelyordum, sen elinle bana gel – gel diyordun .Ellerimizi bir birimize teref uzatmişdik …İcimde bir hasret vardi, sana kovuşmak, elerinden tutmak, hec burakmamak istyordum.Böylece bir yol gedyordum .Ayaklarim çamurun icinde idi, yürümek daha zor gelyordu bana , sanki her ayagimdan bir taş salanmişdir .Her teref karanlık idi .Nefes alamyordum .Tek isteyim sana yaklaşmak, sicak nefesini nefesime katmak, sana sarilmak, iki bedende bir can olmak idi..Ama ne kada yürüsemde , yakinlaşa bilmyordun sana . Uzakdan durub perişan- perişam bana bakyordun ,sana kovuşmami beklyordun…An icinde sanki karanlik orman güneşin al şefeklerine büründü ve ben senin sicak elini elimde, tenini tenimde hiss etdim.Bir birimize tukunmakla anda beyaz Güvercine döndük .Böylece mavi semadan yere enmiş güneş, sanki bizi almağa gelmişdi .Güneşin al şefekleri altinda bir can olduk. Göklere ucduk… ve kayb olduk…
Röyadan ayildim.. Oddada karanlik ve sensizlikle başbaşa idim …
Out of StockMustafa Kemal, Türklerin ilk yurdu ve Ergenekon hakkında gerçek bilgilere ulaşmak istemektedir. Salih Bey, aracılığıyla Tahsin Bey’i Çankaya’ya davet eder. Tahsin Bey’in ağzından çıkan “MU” kelimesi sanki Mustafa Kemal’in buzdağının altında kalan büyük takviminin anahtarı olmuştur. Odasına çekilip gözlerinin kapamasıyla binlerce yıl öncesinde var olmuş Mu kıtasına gider. Bu gidiş gerçeğe bir yolculuk mu, yoksa bir rüyaya adım atmamı kimse bilemez ! Bu gidişiyle birlikte adı MU’ya dönüşür. Atlantis’te doğan Mu, Mu güneş imparatorluğu’na eğitime gitmeye hazırlanmaktadır. Kendisiyle birlikte bu eğitimi almaya hak kazanan bir kişi daha vardır : Ezher. Ezher, Mu’nun uykua dalmadan önceki Fikriye’sinden başka değildir. Mu’nun, Mu’daki ilk görevi; yüzyıllar sonra soyları tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak olan soydaşlarını, dehr zamanı kullanarak Ergenekon güvenli bölgesine götürmektedir. Ergenekon yüksek dağlar, sarp kayalıklar arasındadır. Çok uğraşırlar ama yerini bir türlü bulamazlar. Tam umutsuzluğa düştükleri bir anda, dik bir kayanın üzerinde bir bozkurt görünür. Bozkurt; Kıyan, Tukuz, Almıla, Bengül ve Mu’yu Ergenekon güvenli bölgesine götürür. Görevini başarıyla tamamlayan Mu,dönüşte tüm evrenin haritasını çıkarmayı başaran vimanaların kaptanı taomen ile tanışacaktır. Taomen, kendini uzay bilimlerinde çok geliştirmiş bir 2000’li yıllar gencidir. 2000’li yıllarda yaşanacak olan Altın Çağ uzay bilimleri dalında görevli olduğundan, zamanda yolculuk yaparak Mu kıtasına gelmiştir ve burada uza eğitimi almaktadır. Mu, aslında Taomen’nin yaşadığı ülkenin kurucusuyken burada sadece taomenin arkadaşıdır. Yaşanacak olan Altın Çağ’a kimileri bilinçli, kimileri bilinçsiz hazırlanmaktadır. Altın Çağ’da ne mi olacaktır? Öğretmen Ezher’e daraldığı bir zamanda Atatürk görünmüş ve onu 2038’e yani altın çağın tüm ihtişamıyla yaşanacağı yıla götürmüştür. Dünya’da Türkiye merkezli bir bilim, teknoloji ve aydınlanma çağı yaşanmaktadır. Geçmişte Mu Güneş İmparatorluğu’nda her alanda zirveyi gören Dünya, büyük takviminin tekrar bir tam tur atması ile yine Altın Çağ’a ulaşmıştır. Gelecekten geçmişe, geçmişten geleceğe uzanan bir bilim kurgu romanı ; sizlere bir solukta binlerce yıllık zamanı yaşatacaktır.
-30% İndirimİnsanın yüreğini yıllarca sızlatan, beyninin şurasında, burasında, nihayet bir köşesinde unutulmaya bırakılmış bir anısına rastlarsınız. Ancak en ummadığınız, en yakınınızdan gördüğünüz bir aldatmacayı, sorun etmeyeyim diye çeyrek asır içinizden atmaya, unutmaya çalışıp dururken, yine yakınınızın kendisi tarafından gün yüzüne çıkarıldığında, “Ne halt ettim de onunla yine bir araya geldim?” diye sorar durursunuz kendinize.
En yakınınızdakileri bile derinlemesine tanımak, onun özüne inebilmek için geçen zaman, boşa harcanmışta olsa, iyiyle kötüyü, ayırma konusunda vermiş olduğu ders fevkalade bir kazanç olarak yazılır hanene. Sürekli bir arayış içinde olunca, benzersiz bakış açısı, en iyi örneklerini ortaya çıkarıyor.
Yıllarca üşenmeden, zorsunmadan, kahrını çektiğin en yakının, günün birinde kendine has yöntemlerle omzuna basarak belli imkânlara kavuşunca, hiç düşünmeden bir paçavra gibi atılan bir ağabeyin kaleme aldığı bir öykü.
Yazan için durum bu kitaptaki gibiydi. O kadar hırsın, isteğin, birazda aile içinde çıkacak anlaşmazlığın, etraftan duyulması ile yapacağı yankının etkisinde kalan, ağabeyin bu zaafından faydalanarak, insafsızca yapılan haksızlığın sadece bir karesidir.
-25% İndirimGerçek anlamda aşk Allah u Teâlâ’yı talep etmek ve O’nu sevmektir.
Hakk’ı isteyen ve seven herkes âşık olabilir. Ancak âşık; kendi gönlünü ma’şuk için boşaltması, akıl bağından kur-tulup iç âlemini sevdiğinden başka diğer bütün isteklerden temizlemesidir.
Ma’rifete yani ilahî bilgiye ulaşabilmenin yolu akıl ve nazar değil ilâhî aşktır. Allah u Teâlâ’ya akılla değil ancak aşkla ulaşılabilir.
Bu mertebeye gelen insan, kendinde sonsuz bir hayat hamlesi sezer. İyi işlere sarılır ve başarır, hiçbir yorgunluk duymaz. Derin bir aşk içinde insanlara hizmet verir.
Aşkı nura, aklı da ateşe benzetirler. Aklın aydınlığı her ne kadar uzağı görüyorsa da aşkın ateşi daha fazla uzağı görebilir. Aklın aydınlığı, aşkın ateşiyle birlikte hareket etmezse tek başına gönül evini aydınlatamaz. Ne vakit aklın nuru, aşkın ateşi ile birleşince o zaman gönül sarayı tam anlamıyla aydınlığa kavuşur.



Henüz inceleme yapılmadı.