Açıklama
| Baskı Tarihi | Nisan 2020 | Baskı Boyutu | 13,50 x 21,00 cm |
|---|---|---|---|
| Baskı Sayısı | 1. Baskı | Kağıt Cinsi | 2. Hamur |
| Cilt Tipi | Ciltsiz | Çevirmen | |
| Sayfa Sayısı | 78 | Yayın Dili | Türkçe |
₺18.00 ₺13.00
Birbirinden ilginç olayların yaşandığı masallar ülkesine gitmek ister misiniz? Çocuklar.
Peki bu ülkede sizi ne mi bekliyor?
Padişahlar, saraylar, şehzadeler, sultanlar, başından tuhaf olaylar geçen hayvanlar, tek kulaklı tavşan, dilek ırmağı, iyilik seven insanlar ve daha neler neler…
Her sayfada farklı bir yolculuğa çıkacak, eğlenirken düşünecek, düşündükçe öğreneceksiniz. Uçsuz bucaksız hayal dünyasında dolaşmaya ve yeni hikayeler dinlemeye hazır mısınız?
Haydi o zaman sayfaları çevirmeye başlayalım.
| Baskı Tarihi | Nisan 2020 | Baskı Boyutu | 13,50 x 21,00 cm |
|---|---|---|---|
| Baskı Sayısı | 1. Baskı | Kağıt Cinsi | 2. Hamur |
| Cilt Tipi | Ciltsiz | Çevirmen | |
| Sayfa Sayısı | 78 | Yayın Dili | Türkçe |
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
-25% İndirimMehmet Gözükara, bu eserinde Elbistan ve çevresindeki bir nesil öncesi sayılabilecek, kendi ifadesiyle ‘Fertlerinin aynı kaptan yemek yediği ve aynı bardaktan su içtiği aile bağlarının güçlü olduğu zamanlarda’, göçebe ve tarım kültürüne ait sosyal hayatın yaşanmış hikâyelerini, modern hikâye tekniği ile ele alıyor.
Elbistan ve dolaylarında geçen hikâyelerde Anadolu insanının sevgisi, zevki, vatan muhabbeti, hayata bakışı; aşk, macera ve heyecan örgüsü içinde sözlü geleneğe bağlı akıcı bir anlatım üslubu ile çok başarılı bir şekilde aktarılmıştır.
Ramazan Avcı
Mehmet Gözükara özellikle çocukluk döneminde yaşanmış ve rivayet edilen olayları yörede kullanılan dil, benzetme, deyim, dua ve bedduaları kullanarak akıcı bir şekilde anlatmış. Ben bu hikayeleri okurken sanki Elbistan’da geçen çocukluğuma tekrar dönüp o günkü ruh halini ve heyecanını yeniden yaşadım.
Usta bir halk şairi olan Gözükara; dürüstlük, mertlik, adalet, vatanseverlik gibi kültürel değerleri şiir ve hikâyeyi bütünleştirerek anlatmış. Geçmiş dönemlerdeki günlük hayatta yaşanan olaylar, kırgınlıklar, çekişmeler, gelenekler, görenekler ve gönüldeki duygular hikayelerde çok güzel işlenmiştir. Kitap özellikle yeni neslin o günleri anlaması ve geçmişle günümüz arasında kültürel bağ kurması bakımından oldukça önem taşımaktadır.
Durdu Güneş
-17% İndirimSessizliğin Determinantı; hayatın gerçeği olan duyguları, sorgulayışları, hataları, kayboluşları, isyanları anlatan masallardan oluşuyor. Her insanın hayat yolculuğunda mutlaka ömrünün bir anına değmiş olan aşk, çaresizlik, ölüm, yalnızlık gibi duyguların yanı sıra varlık sorgulamalarını, bazı toplumsal gerçeklerin ve dayatmaların insan ruhunda yarattığı sıkışmışlığı yazarın yüreğinin ve zihninin objektifinden yansıtıyor.
-29% İndirim… Hukukçunun her söylediği, gerçeği ifade etmeyeceği gibi hukuki dile büründürülmüş her şey de gerçek olmayabilir. Öte yandan, dil ve kültürün sağladığı “anlam” da belli koşulların varlığına indirgenemez. İşte, “gerçek”, “simge”, “anlam”, “işlev”, “çatışma”, “geçerlilik”, “meşruiyet” ve “bilgi” kavramları önemli öğeler olarak çağdaş hukuk ve toplum teorisinde yerini almalıdır. Bu doğrultuda yoğunlaşacak felsefi ve/ya sosyolojik çalışmaların Türk hukuk kültürüne/hukuk bilincine ve standart hukuk resmine kazanımları da tahminlerin ötesinde olacaktır.
Hukuk teorisi, kavramlar ve soyutlamalarla dile getirilmekte, gerekçelendirilmekte ve somutlaştırılmakta ise de kurallardan biri ihlal edildiğinde cezalandırılan ve cezaevine konulanın bir kavram değil, bir insan olduğu unutulmamalıdır. İnsanı devre dışı bırakıp, hukuku cansız nesneler toplamına dönüştüremeyiz. Bir kavram ne denli yüceltilirse yüceltilsin, anlamı, kavramın tikel/ toplumsal varlıkların deneyimlerine ilişkin sonuçları gözlenerek irdelenmeli ve hukuk bilgisinin, uğruna hukuk yaratılan kişiler/toplum göz ardı edildiğinde, çok az şey ifade edeceği bilinmeli; hukukun insani boyutu olduğu kadar toplumsal bir olgu olduğu unutulmamalıdır. İşte hukuk düşüncesinin ana teması, bireysel/kolektif seçim haklarını ve bu haklardan etkin bir şekilde yararlanmayı sağlamaya yönelik kurallarla birlikte özgür, siyasi ve ekonomik bir düzeni biçimlendirmektir.
Hukukta hiç olmazsa potansiyel olarak değerli bir şeyin varlığına tanık olmaktayız. Temiz hava temizdir gibisinden iyi hukuk da iyidir. Kuşkusuz, etkili hukuk sistemi ile halka sunulan sosyal olanaklar yelpazesi olabildiğince artacağından/arttığında, bu durum kendiliğinden bir iyilik oluşturacaktır. Bazı düşünürler, hukukun (hiç olmazsa bir kısmının) muhtevaya dayalı olarak itaat için ekseriya ahlaki bir yükümlülük olduğunu da söyleyeceklerdir. Hukuk hakkında “iyi” söylenecek nesnenin, üyelerinin otonomluğuna saygı içinde kişilerin tümünün eşit olarak görülmesi şeklinde sosyal yaşamın düzenlenmesidir. Bu açıdan, belli bir ülkedeki hukuk muhtevası düzenlemesinde hukukun üstünlüğü ideali göz önünde bulundurulmalıdır. İşte bu ideale erişim yolunda elinizdeki denemeler mimarı Ali Rıza Malkoç’u içtenlikle kutlar ve yeni girişimlere yelken açarak demokratik vatandaş olarak görev ve işlevini yerine getirmekte örnek kimliğini devam ettirmesini kendisinden beklerim.
Prof. Dr. Mustafa Tören Yücel
-30% İndirimBu kitapçığın din felsefesi yönü olmasına karşın, okuyucunun sıkılmadan ve hayat felsefesi yönüyle de birleştirilip okunmasını sağlamak için, güncel ve bilimsel örneklerden vermeyi uygun buldum.
Sadece karmaşık, etkili ve korkutucu bilgi yığını ile konuya girmek ve bu şekilde bitirmek, okuyucunun pozitif elektriğini alabilir. Böyle düşündüğüm için de, konuyla ilgili ve ilişkili (çokça) örnekler vermekten çekinmedim.
Daha önceki yazmış olduğum kitaplarımda da aynı yöntemi uyguladığımdan dolayı, olumlu dönüşler aldığımı biliyorum. Yine bu çalışmada, farklı gibi gözükebilecek, bir çözümleyici (analitik) yol izlemiş bulunmaktayım. Bu yöntemde bölüm içlerinde özetler çıkartarak, konuyu toparlamak gereği duydum. Ayet ve hadislerin açıklanmalarında ise, kendi yorumlarımı, parantez içerisinde vermiş oldum.
Sıkılmadan okuyacağınızı ümit ediyorum…



Henüz inceleme yapılmadı.