Açıklama
| Baskı Tarihi | Ekim 2023 | Baskı Boyutu | 13,50 x 21,00 cm |
|---|---|---|---|
| Baskı Sayısı | 1. Baskı | Kağıt Cinsi | 2. Hamur |
| Cilt Tipi | Ciltsiz | Çevirmen | |
| Sayfa Sayısı | 222 | Yayın Dili | Türkçe |
₺185.00 ₺130.00
“Kadınların örselenmesi bitmiyor. Hayata tutunmak için daha fazla güç sarf eden kadınlar aslında daha güçlü. Karşılaştıkları her zorluğa göğüs germekle yeterince yıpranıyorlar. Evet, hata da yapıyorlar hayatın hengamesi karmaşası içinde. Yine de yılmayan kadınlarımıza selam olsun.”
Yazar ve Şair Betül FIRAT
| Baskı Tarihi | Ekim 2023 | Baskı Boyutu | 13,50 x 21,00 cm |
|---|---|---|---|
| Baskı Sayısı | 1. Baskı | Kağıt Cinsi | 2. Hamur |
| Cilt Tipi | Ciltsiz | Çevirmen | |
| Sayfa Sayısı | 222 | Yayın Dili | Türkçe |
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
-30% İndirim“Emekli öğretmen olduğumu söylemiştim. Her türlü inanç ya da inançsızlığı,hayatım boyunca ne sorun ettim ne de bunu sorguladım. Rahat olabilirsin,” dedim. Kalkıp, oltayı kontrol etti. Geri gelip, oturdu. Bana olan ya da olabilecek ‘güven’ sorunu, sıkıntısı yüzünden bir ikilemde kaldığını anladım. Çünkü ağzı dolu dolu olmuştu. ’Söylesem patlarım, söylemesem çatlarım,’ gibi bir git-gel yaşadığını hissediyordum. Sigarasını yakıp bir nefes aldıktan sonra “Hemşerim, vicdanım bana yeter diyerek, dinimi de, inançlarımı da tahliye olduğum gün, cezaevinde bıraktım.” Çok kötü günler, ay, yıl ya da yıllar geçirdiğini, hatta dini anlamda var olan inançlarını yitirecek, bunları red edecek kadar etkilendiğini anladım. Bir anda ‘Cezaevi ve Din’ ilişki ya da çelişkisi kafamda şimşek gibi çaktı. Eğer anlatırsa, çok şey var bu Nuri’de dedim, kendi kendime.

Ahmet SANDAL
Hâlimi tercüme edecek olursam ya da hayat hikâyemi kısaca belirtecek olursam, aklıma şunlar geliyor: Memleket olarak doğduğum yeri sorarsanız Pazarcık. Kahramanmaraş’ın şirin bir ilçesi. Pazarcığa, Kahramanmaraş’tan gelmişiz. Aslımız Kahramanmaraş’lıdır. Sandalzade olarak bilinen bir aileye mensubum. Annem Besni’lidir. 7 kardeşin üçüncüsüyüm. 1965 yılında doğdum. Babam geçimini Marangozlukla sağlardı. 15 yıl kadar önce emekli oldu. Annem 2007 yılında vefat etti. Allah (cc) rahmet eylesin. Canım Annem, birçok Anadolu kadını gibi çileli bir hayat yaşadı. Babam da elinden emektar bir kişidir. Hayatı boyunca hep çalışarak yaşadı. Babam gibi Ben de el sanatlarıyla ilgilenmeyi ve marangozluk mesleğinde ürünler üretmeyi çok isterdim. Ancak, elim el sanatkârlığına yatkın değil. Sanatkâr olamadığımız için okuduk. Pazarcık Lisesi’nden sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdim. Şiire 13 yaşında başladım. Ortaokul, lise, üniversite yıllarında çok şiir yazdım. 1987 yılında memuriyete başlayınca biraz mola vereyim dedim. Bu mola uzun sürdü. Yazmaya tekrar 2000’li yıllardan sonra başladım. Bu tarihten sonra edebiyat alanındaki çaba ve çalışmalarımı artırdım.
Ayrıca, fertlerde içsel gelişim ve ruhi olgunluk sağlayacak görüş ve düşüncelerimi de çeşitli yayın vasıtalarıyla topluma aktardım. Kamu yönetiminin geliştirilmesi, adil idare, ahlaklı nesil meydana getirme, ailenin güçlendirilmesi, temiz ve güzel çevrede yaşamak için gerekli olan şartlar hususunda da eserler, çalışmalar gerçekleştirdim. Elhamdülillah, bu doğrultuda birçok kitap yayınladığım gibi, makale ve köşe yazısı da yazdım. Onlarca seminer ve konferans sundum. Yukarıda da belirttim. Edebiyat ve şiir konusunda, ta çocukluk yıllarıma giden ilgi ve sevgim vardır. Elinizdeki bu kitap esasında bir denemedir. Roman ya da hikaye denemesidir. Olmuştur, inşallah.
Evliyim. Mehmet, Ebru Nur ve Abdurrahman Taha isminde üç çocuk babasıyım. Ahmed Fuad isminde bir torunum var. Maşallah.
Bu kitabın ana maksadı yüreğimden kaynaklanan duyguları, aklımdan yayılan düşünceleri sizlere sunmak ve sizin de yüreklerinizde hoşluk ve akıllarınızda aydınlık meydana getirebilmektir. Kendi yüreğim ile aklımı da hoş duygulara ve aydınlık fikirlere her daim muhtaç bilirim.
-26% İndirimİnsanların yaşadıkları çağın tanıkları olduğu söylenir. Ancak gözleri görmeyen, kulakları duymayan, akılları almayan tanıkların anlatabileceği hiçbir şey yoktur. Globalleşme ile birlikte insanların yüreklerinin sökülüp alındığı, vicdanlarının körleştirildiği bir dönem yaşıyoruz. İnsanlığın daha önce hiç bu kadar ayakaltına alınmadığı, yaşam hakkının böylesine değersizleştirilmediği bir dünyaya uyum sağlamaya çalışıyoruz hepimiz. Duygularımızı, değerlerimizi ve ilkelerimizi kaybediyoruz.
İşin en kötü yanı, dünyayı kana bulayanların aslında ne kadar aşağılık olduğunu bal gibi bildiğimiz halde onlara halâ, ‘büyük,’ diyoruz; ‘büyük güçler…’
Yazarımız İnci YILMAZ ŞİMŞEK, yeni romanı ‘KAYITSIZ KİMLİKLER ’de bu ikiyüzlülüğün yaşandığı Ortadoğu coğrafyasından küçücük bir kesiti anlatıyor. Yazılanların kurgunun da ötesinde acı gerçeklerden oluştuğunu özellikle söylemeliyim.
Can Akkiriş
Editör- Yaratıcı Yazarlık Eğitmeni
‘Adım Adım Yaratıcı Yazarlık’, ‘Yeni Başlayanlar için Yaratıcı Yazarlık Atölyeleri’ ve ‘Geliştirmek İsteyenler için Yaratıcı Yazarlık Atölyeleri’ kitaplarının yazarı.
-24% İndirimŞu yalan dünyada gerçekten bazı duygular dünya malıyla satın alınacak bir şey değildi Anadolu kültürünün en önemli parçası olan imecede bunlardan bir tanesiydi…
Çerçi Ahmet oğluyla daha önceki sohbetlerde Anadolu’nun başka güzel geleneklerinden söz etmişti, ilerdeki günlerde de başka güzel gelenekleri de anlatacak, özellikle imecenin ne kadar önemli olduğunu anlatmak istemişti. Çerçi Ahmet konuşmasını bitirip iyice rahatladıktan sonra atlarını tekrar hızlandırmıştı…



Henüz inceleme yapılmadı.